YENİLENEBİLİR ENERJİ İLE GELECEĞİMİZ

Yenilenebilir Enerji ile Geleceğimiz

Her geçen gün artmaya devam eden enerji ihtiyacı, bizleri kısıtlı miktarda olan ve yenilenemeyen fosil yakıtlara bağımlı bırakmaktadır. Bu kaynakların limitli olmaları bir kenara, kullanımları sonucu atmosfere ve dünyamıza zararı dokunacak kimyasallar salınmaktadır. Tam bu noktada tüm dünyada etkisini gittikçe arttıran yenilenebilir enerji kaynaklarının tarihsel gelişimi ve hukuki açıdan incelemesine aşağıda ayrıntılı şekilde değinilmektedir.

1997 Yılında gerçekleşen Kyoto BM İklim Zirvesi’ndeki katılımcılar, ülkelerin iklim değişikliğine neden olan endüstriyel gazların emisyonlarını azaltmasını zorunlu kılacak önlemler üzerinde anlaşmışlardır. Bu anlaşma, en azından bazıları tarafından dünyanın iklim değişikliği anlayışında bir dönüm noktası olarak görülmektedir. Birçok ülkenin vatandaşı iklim değişikliğine ilişkin durumun ciddiyetini yavaşça gelişen ve gündeme gelen hadiseler, toplantılar ve alınan kararlarla anlamaya başlamıştır. Ancak ne yazık ki; birçok ülkenin hükümeti bu konuda etkili veya hızlı davranma konusunda gecikmiş ve ülkelerin hızlı gelişimiyle büyüyen sanayi emisyonların kümülatif bir şekilde artmasına sebep olmuştur. Ne yazık ki; günümüz tarihi itibariyle; sera gazlarını da hesaba kattığınızda 51 milyar ton karbondioksite eşit emisyon gerçekleştirildiği bilinmektedir. Neyse ki yakın tarihte yenilenebilir enerji kaynaklarının ve gelişmiş etkili teknolojilerin gün yüzüne çıkışı gerçekleşmiş durumdadır. Günümüzde hiç olmadığı kadar popülaritesini arttıran yenilenebilir enerji kaynakları, liyakatlerini ispatlamış ve gözle görülebilir bir şekilde kullanımları artmış bulunmaktadır. Bu yazımızda ise yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin  sorunlardan birkaçına ışık tutmaya çalışacağız.

Problemler ve Onların Tespiti

Günümüzdeki regülasyonlara ilişkin, yenilenebilir enerji hakkında girişim planlayanların cevaplaması gereken 3 (üç) soru vardır. Bu sorular aşağıda sayılan hakların tesis edilip edilmediğine ilişkindir;

  • Kaynaklara erişim,
  • Üretme ve dağıtma,
  • Markete erişim, 

Yukarıda sayılan soruların nihai gayesi lisans almaktır. Lisans, yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin çalışmada bulunacak kişiler için en önemli gereksinimi haline gelmiştir. Örnek olarak;  Uygun bir alanda mülkiyet hakkıyla kontrol sahibi olan bir üretici, üreteceği kaynağı izin veya lisans olmadan piyasaya süremez veyahut kaynak olarak adlandıramaz. İzin veya lisans alma süreci, bilgi ve efor isteyen bir süreç olduğundan ne yazık ki legal bariyer görevi görmektedirler. Yenilebilir enerji hukuku alanında yapılan yasal düzenlemeler muadillerine kıyasla daha yenidir.  Düzenlemelerin yeni olması, onları dolaylı yoldan daha etkili kılmıştır. Bundan dolaylı lisans alındıktan sonra yapılacak olan büyüme, operasyon idaresi ve kontrol gibi işlemler lisans alımına kıyasla nitekim daha basit ilerleyen süreçlerdir. Bu konuda tarafımızca alanında uzman hukukçular ile birlikte ilerlenmesi tavsiye edilmektedir.

Üretim Tesisi Oluşturma

Önceden de bahsettiğimiz gibi lisans almak imkansız olmasa da üretim tesisi kurmaktan zordur. Tesis kurma işlemlerini regüle eden kurallar daha metinsel açıklamalara sahip olduklarından baş etmesi daha kolay olan net kurallardır. Üretim tesisinin tamamlamasına ilişkin yasal düzenleme 6446 sayılı Kanununda yer almıştır, düzenleme 5346 sayılı Kanun kapsamında yapılacak üretim tesislerini de bağlamaktadır. Anılan düzenlemeye göre; üretim lisansı başvurusunda bulunan tüzel kişiden, ön lisans yükümlülüklerinin yerine getirilmesini müteakiben üretim tesisinin lisansında belirlenen inşaat süresi içerisinde kurulmaması hâlinde irat kaydedilmek üzere, kurulmak istenen üretim tesisinin niteliğine ve büyüklüğüne göre yatırım tutarının yüzde onunu geçmemek üzere teminat mektubu alınmaktadır.

Adımlar kolay gözükebilir fakat yanlış hesaplamalar ve eksiklikler bizi başlangıç noktasına geri götürebilmektedir. Fakat bu eksiklikleri meşrutiyet getirebilecek istisnalar mevcuttur. Bunlar mücbir sebep denilmektedir. Kısaca önüne geçilemeyen, kaçınılmaz ve engellenemez münasebetlerdir.

Ek olarak düzenlemeye tabi piyasalarda faaliyetlerin sürdürülmesinde sıkı kurallar söz konusudur. Faaliyetlerin özel sektöre gördürülmesi kamu hizmeti niteliğini değiştirmemektedir. Elektrik piyasasında üretim yatırımlarının arz güvenliği açısından önemli olması nedeniyle tesis tamamlama konusu teminata, idari yaptırımlara ve faaliyet yasağı gibi sıkı koşullara bağlanmıştır. Birçok izin ve onayın ön lisans süresinde alınmış olması lisans süresinde bu konularla ilgili hukuki sorun çıkmayacağı anlamına gelmediği gibi idarelerin uygulama değişiklikleri ve/veya mevzuat değişiklikleri nedeniyle proje uygulamalarında gecikme doğması ihtimal dahilindedir.

Yatırımcıların tamamlama riskini dikkate almaları, mücbir sebep ve haklı nedenlerle tesis tamamlama süresini etkileyecek olayları süresinde belgelendirerek bildirmeleri, ağır yaptırımlarla ve hak kaybı ile karşılaşmamaları açısından önemlidir.

Süreç Boyu İstikrarlı Destek

Tercan Hukuk Bürosu olarak hem bilimsel hem de yasal olarak birleştirilmiş Tecrübe ve Bilgilerimiz, teknik ve hukuki karmaşıklıklar içeren durumlar için saygıdeğer müvekkillerimiz tarafından onaylanmıştır. On yılı aşkın bir süredir enerji üretim tesisleri, enerji aktarım süreçleri, sözleşme düzenlemeleri ve karşılayabileceğiniz her konuda müvekkillerimize destek sağladık ve sağlamaya devam etmekteyiz. Araştırma ve yenilik getirme konusunda hevesli ekibimizin yardımıyla siz müvekkillerimizin de karşılaşacağı problemlerde yardımcı rolünü üstlenmeyi gaye edinmiş bir Hukuk Bürosu olarak zamanınız için teşekkür ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir